Kahraman Deniz Röportajı!

“Suç Mahalli” isimli yeni teklisini ve video klibini Locca Records etiketiyle müzikseverlerle buluşturan Kahraman Deniz, müzikal yolculuğunu ve “Suç Mahalli”nin tüm detaylarını yazarımız Mine Ayman’a anlattı: “Dünya’da yalnız mıyım? sorusuna cevap arıyordum galiba, aldığım yanıt ise ‘evet’ oldu…”

Müzikle uğraşmaya ne zaman başladın ve albüm yapma kararını ilk olarak ne zaman aldın? Son tekli çalışmandan önce yayınlanan albümlerinden bahseder misin?

Çocukluğumdan beri şarkılar yazıyorum, ama ciddi anlamda ilgilenmeye 2013’ten itibaren başladım. Birikmiş eserlerimi yayınlamam uzun zaman almadı, internetin nimetlerinden faydalandım. Demo kayıtlarımdan oluşan “23” ve “46” isimlerinde iki albüm yayınladım. Tüm şarkıları kendim yazıp besteledim, her bir şarkı da hikayemin gerçek bir parçasıydı. “Dünya’da yalnız mıyım?” sorusuna cevap arıyordum galiba, aldığım yanıt ise “evet” oldu; ama beni cesaretlendiren, aynı cevabı alan insanların sayısının düşündüğümden fazla olmasıydı. Koca bir yalnızlar ve yürekliler ordusu ile karşılaştım. Müziğin, uğraştığım diğer sanat dallarından daha kuvvetli bir etkisi olduğunu inkâr edemeyeceğim.

“Suç Mahalli” adlı tekli çalışmanın hazırlık aşaması ne kadar sürdü ve bu projede kimlerle çalıştın?

“Suç Mahalli” henüz tamamlanmamış bir şarkıyken, birkaç ay önce İzmir’de olduğum bir vakitte son halini buldu. Müzisyen dostum Emre Kantaşlı sayesinde ilk demosunu oluşturdum ve İstanbul’a döndüğümde çalışmalara başladım. Locca Records desteğiyle şarkıyı istediğim noktaya getirmek için gereken tüm imkânı buldum. Alican Genç düzenlemesini yaptı ve harika bir iş çıkardı. Mix’ini Utku Ünsal, mastering’ini Emre Kıral üstlendi. Müzisyen dostlarımızın da desteğiyle, neticesi beni fazlasıyla mutlu eden bir eser çıkarmış olduk.

Kendi şarkılarını yazıyorsun ve besteliyorsun, ne zamandan beri şarkı yapıyorsun ve yayınlanmayı bekleyen kaç şarkın var?

Ortaokul yıllarımdan beri şarkı yazıyorum. İlk şarkılarım, öğretmenlerimi öfkelendirmeden onları iğnelemek içindi. Derslerde kendime bir boşluk bulup, sınıfta onlara yazdığım şarkıları söylerdim ve şarkıyla sunmasam bedeli dayakla ödenebilecek eleştirilere gülerek karşılık verirlerdi. Kelimelerimin bana daha kolay bir hayat sunduğunu anlamaya başlamıştım, ama profesyonel olarak nereye yönelirsem bunu kullanabileceğimi hiç idrak edememiştim. Daha ciddi işler yapmaya başladığımdan bu yana, bana ihtiyarlığıma kadar yetecek sayıda şarkı ürettim; fakat bu işin grafiği yaşadıkça azalmıyor, artıyor. Üretmek ülkeme karşı vicdanımı rahatlattığı sürece faydalı olmaya çalışacağım.

“Suç Mahalli” adlı şarkını ne zaman yazdın ve gerçek bir hikayesi var mı?

Gerçek bir hikayesi olmayan şarkıları saygın bulmuyorum, bu sebeple hikayemi olabildiğince dürüst bir biçimde aktarmak ilk önceliğim. Daha önce söylediğim gibi, şarkının öyküsü aylar öncesine dayanıyor. Doğumunun üzerinden yaklaşık olarak 7-8 ay geçti, sanırım.

Müzikle ilgilenmeye başladığında tarzından etkilendiğin ya da örnek aldığın isimler oldu mu?

Eddie Vedder, Maynard James Keenan, Bob Dylan gibi ustalar haricinde, genellikle rap sanatçılarını idol olarak görmüşümdür. Hikayelerine hayranlık duyduğum tüm ‘edebi’ şarkı yazarlarını takip etmeye çalışıyorum.

“Suç Mahalli” adlı şarkının klip hikayesini anlatır mısın, klipte yönetmen olarak kiminle çalıştın?

Klibimizin yönetmeni Serdar Börcan’dı. Klibin hikayesi, benim benliğimi olmak istediğim döneme ve benliğe taşımamla ilgili biraz. Bir yandan, nereye giderse gitsin aradığını bulamama ve geçmişi hatırlama durumu anlatılıyor. İçinde bazı gizli mesajlar da taşıyor ama bunları şimdi açıklamak, anlamlarını yitirmelerine sebep olabilir, onlar da bana kalsın.

Bundan sonra sırada bir albüm projesi olacak mı?

Çalışmalarım sürüyor. Hangi şarkıları albüme dahil edeceğimi belirledim. Tamamının söz ve beste süreci sona erdi. Kasım 2018 tarihi, en yakın yayın tarihi gibi gözüküyor. Bir aksilik olmazsa, sonbaharda geliyorum.

Son dönemde yapılan albümleri nasıl buluyorsun? Beğendiğin albümler ve isimler hangileri?

Yurtdışındaki çizgiyle tamamen alakasız ilerleyen bir piyasa var ülkemizde. Türkiye’de doğru işleri kabul ettirmek yanlış olanı kabul ettirmekten daha zor. İyi şarkılar üretiliyor, ama çoğu şans eseri oluyor galiba. İyi albüm yapılamamasından anlayabiliyoruz bunu. Mabel Matiz ve Yüzyüzeyken Konuşuruz dışında ‘iyi albüm’lü sanatçılara pek rastlayamadım son zamanlarda. İsmini unuttuklarım da olabilir elbette. Her şeye rağmen, yeni neslin müzik sektöründeki cesaret ve yetenek açığını doldurabileceğine inanıyorum.

Sahne programların ve konserlerin ne zaman başlayacak? Yakın zamanda, albüm dışında başka bir projen olacak mı?

Konserler için belirli bir tarih veremiyorum, ancak Eylül ayında yayınlanacak tekli çalışmamın ardından hız kazandırmayı düşünüyoruz. Öte yandan, 2019’a kadar albümüm dışında başka bir projede olmayı düşünmüyorum. Edebiyat ve sinema ile alakalı bazı hedeflerim var, ama bunlar için henüz erken.

Röportaj: Mine Ayman