Çelik Röportajı!

30 yılı bulan müzik serüveninde “Hercai”, “Dilberim”, “Kızımız Olacaktı”, “Cici Kız”, “Sen Yoluna Ben Yoluma” ve “Meyhaneci” gibi herkes tarafından klasik olarak kabul edilen şarkılara imza atan Çelik yeni şarkısını ve projelerini yazarımız Mine Ayman’a anlattı: “Benim için yaşamın kendi müzik…”

Yeni klip şarkınız “Benimki de Kalp”in yazılma hikayesini anlatır mısınız?

Hazin bir hikaye… Sevdiğim birisi vefat etti… Çok sevdiğim, telefona büyük harflerle kaydettiğim ve herkesten özel olduğunu telefonumun bile bilmesini istediğim biri… Hani birini seversiniz, o herkesten farklıdır ve özeldir… İşte öyle biri… vefat etti… Her gün aradığın, saatlerce konuştuğun, görüştüğün, sevdiğin ve her şeyini paylaştığın biri… ve artık yok… Fark etmiyorsun hayatında boşluk olduğunu ve artık onun hiç bir zaman var olmayacağını kolaylıkla fark edemiyorsun. O zaman da elin otomatik olarak telefona gidiyor ve ona ulaşma sevgisi sanki her şey aynıymış gibi sana onu telefondan tekrar arattırıyor. Sadece bir alışkanlık… Basit bir alışkanlık… İşte o aramayı yaptığın sırada kalbinde seni hiç bir kalp doktorunun iyileştiremeyeceği bir sızı olur, buna aşk diyorlar… Ararsın ve fark edersin ki o artık yok. Bunu bir kaç kez tekrar yapmak kalbinde dayanılmaz bir ağrı yapar ve bu çaresiz duygudan kurtulmak istersin… O ismi telefondan silmek ve artık bu dayanılmaz duygudan kurtulmak istersin ve zor da olsa elin bir türlü o tuşlara gitmese de istemeye istemeye o numarayı telefondan silersin. Ertesi gün uyandığında sen de olan şey sadece bir tekrar duygusudur ve acı bir deneyimdir. Telefondan silmek çözüm olmadı, çünkü onu kalbinden silememişsin… “Telefondan sildin ama hala canın yanıyor dimi?” bu acıyı anlatan bir söz ve şarkı… Hazin bir hikaye.

Yıllardır bir çok hit şarkıya imza atmış ve Türk pop müziğinin önemli isimlerinden olmayı başarmış biri olarak, bundan sonrası için kariyerinizle ilgili nasıl bir hedefiniz var?

İsmine “performans” dediğim bir süreç var kafamda, hedefimde… “Milât” isimli albümle geçmiş ve o yıl arasına bir çizgi çektiğimi ve bundan sonraki süreçte değişik projeler yapmak istediğimi zaten röportajlarımda belirtmiştim ve şimdi o sürecin içindeyim. “Şizoid” isimli müzikal bunun ilk örneği idi ve sıra dışı idi. Bundan sonrakiler de öyle olacak, tıpkı bu albümün ilk fotoğraf ve makalelerinin yayınlandığı süreçte olduğu gibi. Bütün kariyerim boyunca aynı şeyi yapmayacağım ve hep bir ana fikre bağlı olarak ki o “değişim esastır” farklı projeleri görüntü ve müzik ile süsleyeceğim.

İddialı açıklamalarda bulundunuz, bir tiyatro oyununda iddialı bir rol aldınız, son olarak da iddialı bir poz verip gündeme oturdunuz. Bundan sonrası için yine böyle devam edeceğim diyorsunuz…

Benim her işim bir fikre dayanır. Bu fikir genel olarak anarşist, provakatiftir. Kolay kabul görmeyecek olan fikirlerdir ve genel olarak “kral çıplak” gibi ayağa düşmüş bir düşünce biçimi değildir. Tam da tersine “kral transeksüeldir” derseniz o zaman bir etki olur. Bu çarpıcı, sarsıcı ve dikkat çekici olduğu kadar sizin için reddedilemez bir gerçeklik olarak sanatçı tarafından ortaya konur. Burada önemli olan cinsel tercih konusu değildir, kralın ikiyüzlülüğüdür. Erkek rolünde herkesi kandırması, varlığının yalan olması sorunudur ki bu tam da bir toplum sorunudur. Tüm kariyerim aslında bunu içeren şarkı sözleri ile dolu; artık devir değişti derken, ben değiştim, demiyorum, ben geleneklerimle bağlı kalmakta kararlıyım, ama değişenlerin ayağı kaydı, onlar artık eskisi gibi değiller diyorum. “Cici Kız” alemde şarkı sözleri okullarda ders olarak okutulmalıdır çünkü benim toplumumun gerçeğidir… Orada der ki cici kız; “sorma be kardeş, paranın gözü kör olsun, ben de istemem mi arabam yatım katım olsun, tv de gördüm valla, bir verirsem aleme, yırttık şükürler olsun” derken, yetenek ve emek değil yatak odasının çaresizlik olmaktan çıkıp artık bir efsane olmasını yani bizim sektörümüzü anlatır. Daha da vahimi bu yazdıklarımı belirtmek risktir çünkü herkes sistemin nasıl işlediğini bilir ve bu sistemde bir yere gelen bu sözleri duyduğunda kendi kişiliği ile karşılaştığında bu sözleri söyleyeni sevemez, ona antipati duyar, cevap da veremez, bunun için söyleyeni yerli yersiz sözlerle kirletmeye karalamaya çalışır ama sonuç değişmez.

Son dönemde yapılan projeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce son dönemin en başarılı isimleri kimler?

Sektör her şekilde iyiye doğru gider, bu zaman zaman ağrılı da olabilir ama hep iyiye doğru gider. Ben bu anlamda kullanılan teknik yöntemler ve yaratıcı ekipler de dahil olmak üzere hep iyiye doğru bir gidiş görüyorum. Mabel Matiz şarkısı “Zor Değil” doğru bir proje, çok anlamlı ve derin sözler… Demet Akalın’ın şarkı seçimleri belli bir kitlede karşılık bulabiliyor. Ayşe Hatun Önal gibi isimler müzik sektöründe daha önce olmayan bazı şeylerin başlangıcı oluyorlar. Fiziği çok düzgün kadın şarkıcı yok pop müziğin geçmiş 50 yılında, bunlar görünmeyen etkenlerdir ve bu gittikçe daha da ileri gidecek yani “ikon” tipler ortaya çıkacak. Sektörün hit üretememesi ve “90’lı yıllar” sendromu ise benim burada yazmayacağım kadar uzun ve detaylı bir bakış açısı getirilmesi gereken akademik bir makale ki bunu yakında müzik dünyasına sunacağım.

Yeni albüm için hazırlıklara başladınız, çıkış tarihini belirlediniz mi ve nasıl bir albüm bizi bekliyor olacak?

Önce “Sanatçının Adli Günlüğü” isimli kitabım, aralık ayında köprü, geçiş olarak özel bir müzik denemem ve 14 Şubat Sevgililer Gününde Çelik yeni albümü çıkacak. Tam da söylediğim gibi, bir Çelik albümü olacak… Nasıldır Çelik albümü? Aşk şarkıları, oya gibi işlenmiş kemanlar ile sınanmış aranjeler… bilirsiniz işte, Çelik albümü…

“Sanatçının Adli Günlüğü” adlı kitabınız ne zaman piyasada olur ve içeriğinden bahseder misiniz?

Kitabı ekim ayında yayınlama hedefim var. İçeriği ise tam anlamı ile müzik sektörünün el kitabı niteliğinde olması, içinde iyi bir sözleşme nasıl olmalıdır ile ilgili bir cevap bile olacak. Çok önemli bir sürecin, deneyimin sonuçları bu kitapta olacak. Mahkemelerde bilirkişi olarak görev yaptığım süreçlerde çok ilgi çekici şeylerle karşılaştım. Bunları herkesin anlayacağı en basit dil ile ama sektöre çözüm olarak ve yasa yapıcının dikkatini çekmek için yapılmış bir çalışma… Sektöre bir hizmet olacak…

Yaz boyu konser ve sahne çalışmalarınız olacak mı? Albüm ve sahne dışında yapmayı planladığınız başka bir proje var mı?

Yaz boyu Çeşme, Didim ve Bodrum mekanlarında konser ve sahne çalışmalarım devam edecek. Yaz benim için yoğun ve yorucu olacak çünkü projeler arka arkaya gelecek. Albüm ve sahne dışında çok önemli, sır ve bir o kadar da benim içim kariyerimin dönüm noktası olduğunu düşündüğüm bir çalışmam var. Önce kitap, sonra albüm sonra da bu inanılmaz sır proje… Benim için yaşamın kendi müzik…

Röportaj: Mine Ayman