“Kalpten Gidenin” ve “Sarı Saçların” isimli kliplerinden sonra 3. klibini çekmeye hazırlanan Metin Arolat, yeni albümü ve projelerini anlattı: “Bu kadar uzun aralıklarla albüm çıkarmasına rağmen, her seferinde sanki hiç ara vermemiş gibi kabul gören biri olmak sihir gibi bir şey. Başka bir örneği var mıdır bilmiyorum, bu konuda da dinleyicime çok büyük bir teşekkür borçluyum.”
Uzun bir aradan sonra yeni bir albüm yaptınız, son albümünüzün bu kadar gecikmesi yönetmenlik kariyerinizdeki iş yoğunluğundan mı kaynaklandı?
Benim uzun aralıklarla albüm çıkarmam meşhurdur. Sanırım mühim olan aralıklardan çok, o şarkıların yıllar sonra da dinleniyor, seviliyor olmaları. O açıdan şanslıyım. Uzun aralıklarla albüm çıkartma sebeplerinden biri dediğiniz gibi bir yandan yönetmenlik yapıyor olmam. Bildiğiniz gibi reklam filmleri çekiyorum ve o işin yoğunluğunu ne kadar anlatmaya çalışsam da tam anlatamamış olurum. Albümlerim aralıklı olsa da bu geçen zamanda sahne her zaman devam etti. Sahneyi, sahnede olmayı seviyorum, bu yüzden de bir çok büyük markanın özel gecelerinde aralıksız sahne yapmaya devam ettim. Bir sebep de kendi şarkılarımı kendim yapıyor olmam. Tamamen başkalarından söz ve beste alıp okuyor olsam belki bu aralıklar çok kısalacak ama şarkılarla uğraşmayı, yazmayı, çizmeyi, beğenmeyip baştan yapmayı çok seviyorum, bu da bir zaman alıyor tabii. Gene de bu kadar uzun aralıklarla albüm çıkarmasına rağmen, her seferinde sanki hiç ara vermemiş gibi kabul gören biri olmak sihir gibi bir şey. Başka bir örneği var mıdır bilmiyorum, bu konuda da dinleyicime çok büyük bir teşekkür borçluyum.
Albümdeki şarkıları ne kadar zamanda hazırladınız? Özellikle bir hikayesi olan şarkılarınız var mı?
Bir önceki albümüm çıktıktan sonra, şarkı yapmayı hiç kesmedim. Bu albümdeki şarkıların bazılarını o dönemde, bazıları da son dönemde yazdım. Şarkı yazma ve üretme bölümlerini çıkartırsak, işin teknik bölümü, aranje ve stüdyo kayıtları 5-6 ay sürdü. Tabii ki benim yazdığım şarkıların hepsinde benim için bir hikaye var ve bunlar benim bildiğim hikayeler. Zaten şarkılarımı muhakkak yaşadıklarımdan yola çıkarak yazıyorum ama bu yaşadıklarım nelerdir orası bana kalsın ki böylece dinleyenler o şarkıları kendi hayatlarındaki hikayelerle birleştirebilsin. Bence şarkıların amacı da budur zaten, şarkının dinleyenlerin hikayeleriyle bir şekilde örtüşmesi…
İlk klip “Kalpten Gidenin” adlı hareketli şarkıya, ikinci klip ise “Sarı Saçların” adlı duygusal şarkıya geldi. Üçüncü klip de “İzmir” adlı şarkıya çekilmiş, yeni klibinizin nasıl olduğunu anlatır mısınız?
Yeni klibimi henüz çekmedim ama önümüzdeki hafta çekmeyi düşünüyorum. Dediğiniz gibi büyük olasılıkla “İzmir” adlı şarkıma geliyor yeni klip. Bu şarkıya o kadar çok istek alıyorum ki, ancak “İzmir” kadar istek almaya başlayan bir şarkım daha var o da “Yapma Gece”. İnsan böyle durumlarda kararsız kalıyor, şu an iki şarkı arasında gidip gelmekteyim. Tabii vereceğim kararda sizlerin de çok büyük etkisi olacaktır.
Kendinize klip çekmek nasıl bir duygu, daha mı kolay yoksa daha mı zahmetli oluyor?
Kendime klip çekmek daha mı kolay yada zahmetli bunun cevabını bilmiyorum, çünkü bu güne kadar kendi kliplerimi hep kendim çektim. Bir başkası çekse daha rahat eder miyim inanın bilmiyorum ama ben kendime klip çekerken, başkalarına çektiğim klipler kadar uğraşmıyorum. Aslında bu konuda da kendime kızıyorum, sanırım o an bir yandan kamera arkasında bir yandan da kamera önünde olmak bana bir baskı yaratıyor. Ara sıra benim kliplerimi başkalarımı çekse diye düşünmüyor değilim.
“İzmir” adlı şarkınız, albümünüz ilk çıktığı zamanlarda hemen fark edilmişti, bu şarkıyı nasıl yazdığınızı hatırlıyor musunuz? Düğünlerde en çok çalınan şarkılardan biri olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
“İzmir” özel bir şarkı, adı “İzmir” olsa da aslında bir aşk şarkısı yani “İzmir”i anlatan bir şarkı değil. Sevdiği kişiye, gitmekte olan birinin söylediği bir aşk şarkısı. Belki de o yüzden sadece İzmirliler tarafından değil de herkes tarafından sevildi. Çok süslü bir anlatımı yok, aksine çok yalın, çok çıplak, çok saf bir şarkı. Hani insan sevgilisine bir çırpıda bir şeyler söyleyiverir ya, öyle bir şarkı… Sevilme sebeplerinden biri de acılı bir şarkı olmaması. Galiba biraz da mutlu hissettiren şarkılara ihtiyaç var, o yüzden bu ilgiyi görüyor. Gerçekten de dinlediğinizde mutlu ve huzurlu hissettiren bir şarkı, sıcacık derler ya işte öyle… Ben bu şarkıyı taa üniversite zamanımda -ki ben üniversiteyi İzmir’de okudum- o zamanki kız arkadaşımı çok özlediğim için, İstanbul’dan İzmir’e doğru giderken yolda yapmıştım, hey gidi günler… Şimdilerde İzmir’de evlenen çiftler bu şarkıyı düğünlerinin açılış şarkısı olarak kullanıyorlarmış. Bu beni çok heyecanlandırıyor çünkü çıktıkları bu yeni yola benim şarkımla başlıyorlar, umarım bu şarkı onlara hep şans getirsin. “gözlerin gözlerimde dursak öyle… beni seviyor musun? bir daha söyle… dudağın dudağımda uyusak öyle… senle… ne güzel yakışmışız seninle… mutluluğu tutmuşum ellerimde… onu çok seviyorum… İzmir sende söyle… söyle herkese…” bu sözler gerçekten de o ana çok yakışan sözler…
Son dönemde yapılan albümleri nasıl buluyorsunuz? Beğendiğiniz albümler ve isimler hangileri?
Her zamanki gibi iyiler ve kötüler, fazla abartılıp bir anda unutulacak olanlar ve abartılmadıkları halde zamanla değer bulacak olanlar var. Bu durum yıllardır hiç değişmedi. İyi müzik her zaman değerini zamanla kazanır, bu hiç sekmeyen bir kural. Gripin ve Emre Aydın dinliyorum. Multitap diye bir grup var ki herkese tavsiye ediyorum.
Bir yönetmen olarak, son dönemde çekilen klipler arasında beğendiğiniz ve sizi çok etkileyen bir klip oldu mu?
Tarkan’ın son klibi, “Acımayacak”ı çok sevdim. Gripin’in “Sen Gidiyorsun” klibi de çok iyi.
Şu ana kadar çektiğiniz tüm klipler içinde, sizce en iyisi hangisiydi?
Bilmem ki… hepsini severek çektim. Tarkan’a çektiğim “Kuzu Kuzu” klibi çok sükse yapmıştı ancak ben o şarkının akustik versiyonuna çektiğim klibi daha çok severim. Multitap’a çektiğim “Battaniyem” adlı şarkının klibini de çok seviyorum ve tabii kendime çektiğim bazı klipler; “Dert Değil”, “Elveda”, “Psikoloji”.
Eurovision şarkı yarışması hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce, Yüksek Sadakat nasıl bir başarı elde edecek?
Yüksek Sadakat çok sevdiğim, severek dinlediğim bir grup. İyi ve evrensel müzik yapıyorlar, tabii ki iyi bir başarı elde etmelerini umuyorum.
Yakın zamanda bir konseriniz ya da bir barda sahne çalışmanız olacak mı? Müzik ve yönetmenlik dışında başka projeleriniz var mı?
Sevgililer gününe kadar yurt dışı konserlerim var, Almanya ve Belçika. Ardından sevgililer gününde Ankara’da sahnede olacağım, hemen ardından da İngiltere, Fransa ve Amerika’daki Türkler için konserlerim olacak. Yurt dışı konserlerini özellikle seviyorum çünkü bol bol da gezme imkanım oluyor. Yurt dışı konserlerimden sonra da İzmir, İstanbul, Adana, Antalya ve Bursa şimdilik bildiklerim. Bunlar dışında çekeceğim bir çok reklam filmi beni bekliyor. Konserler ve benimle ilgili her türlü bilgileri almak, hatta yaptığımız sohbetlere katılmak isteyen dinleyiciler beni 3 adresten kolayca takip edebilirler, bu adresler; www.metinarolat.com.tr, www.facebook.com/metinarolat, www.twitter.com/metinarolat
Tüm sevenlerime müzik dolu çok güzel bir 2011 diliyorum…
Röportaj: Mine Ayman